2025 yılına kadar dünyanın yaklaşık yarısının, 2050 yılına geldiğinde ise dünyanın yüzde 75'inin tatlı su kaynaklarına ulaşmakta sorunlar yaşayacağı ifade ediliyor.
Dünya genelinde yaşanan küresel ısınma, iklim değişiklikleri, bilinçsiz su tüketimi, insan etkisiyle kuruyan göller, kötü su yönetimi, dünya genelinde ve Türkiye'de kullanılabilir su kaynaklarında ciddi oranda azalmaya neden oluyor. YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, yeryüzünün büyük bir kısmı sularla kaplı olmasına rağmen, bu suların çok kısıtlı bir bölümünün kullanılabildiğini, dünya genelinde yaşanan su sorunlarının artık Türkiye'de de ciddi olarak ortaya çıktığını belirtti.
Yrd. Doç. Dr. Akkuş, küresel ısınma ile birlikte su kaynaklarının her geçen gün azaldığını, bunun da ülkeler arasında anlaşmazlıklara neden olabileceğini belirterek şöyle konuştu:
"Dünya nüfusunun hızla artmasıyla birlikte çok ciddi bir su kıtlığı yaşamaktayız. Buna ek olarak da küresel ısınmayla beraber su kaynaklarının her geçen gün azalması, dünyada olduğu gibi ülkemizde de artık çok ciddi su sorunu oluşturuyor. Günümüzde dünya nüfusu 8 milyara yaklaşmıştır. 8 milyar insanın 2 milyarı, tatlı suya ulaşmakta ciddi boyutlarda sorun yaşamaktatır. Elde ediler veriler ise bizi daha çok endişelendirmektedir. Çünkü verilere baktığımız zaman 2025 yılına kadar dünyanın yaklaşık yarısı tatlı su kaynaklarına ulaşmakta çok ciddi sorunlar yaşayacak. 2050 yılına geldiğinde ise dünyanın yüzde 75'i tatlı su kaynaklarına ulaşmakta olumsuzluklar yaşayacak. Bu sorunlar beraberinde göçleri getirecek."
Türkiye'nin su kaynakları bakımından kendi kendine yetebilen ülkeler kategorisinden çıkarak, su kıtlığı çeken ülkeler kategorisine girdiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Mustafa Akkuş, "Orta enlemlerde yer alan bir ülke olarak önemli adımlar atmamız ve su yönetimi konusunda şimdiden düşünmemiz gerekiyor. Ülkemiz su kaynakları bakımından kendi kendine yetebilen bir ülke konumundan çıkıp, su fakiri ülkeler kategorisine girdi. Doğu Anadolu Bölgesi olarak da çok stratejik bir bölgede yaşıyoruz. Çünkü iklim senaryolarına, su senaryolarına baktığımız zaman Akdeniz ile ilgili çok cidd senaryolar görüyoruz. Akdeniz'in geçmişte olduğu gibi tekrar çölleşeğini görüyoruz. Küresel iklim değişikliğinden Türkiye'de en az etkilenen 2 bölge var. Birincisi Doğu Karadeniz Bölgesi, diğeri de içerisinde bulunduğumuz Doğu Anadolu Bölgesi. Van'da, bu bölgede, tartışmasız Türkiye'nin en güzel suları yer almakta. Bugün ülkemizde Bahçesaray ve Çatak Çayı'ndan daha temiz bir su kaynağı yok" dedi.
Doğu Anadolu'nun yükselti olarak Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu, bu durumun kar yağışı bakımından avantaj oluşturduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Akkuş, "Bizler yükselti olarak Türkiye ortalamasının üzerinde bir bölgedeyiz. Kış aylarında ülkemizin diğer bölgelerine göre daha çok yağış alıyoruz. Bize düşen görev, şimdiden su kaynaklarını korumamız lazım. Su kaynaklarına ilişkin de yönetim planları hazırlamamız gerekiyor" diye konuştu.
Alıntı