Taraftarı olduğumuz takımı desteklerken söylediğimiz her marş, her tezahürat bizim aidiyet hissiyatımızı ateşleyerek büyük bir topluluğun parçası olmanın huzurunu hissederiz. Aralarında bir şarkı var ki, rakip taraftar olsanız bile içinizden bu marşı söylemeden edemiyorsunuz.
55 yıldır Liverpool tribünleri tarafından her maç öncesi söylenen, kimilerine göre futbol tarihinin en güzel marşı olan “You will never walk alone (YNWA)”dan bahsediyoruz. Liverpool’un kale arkası tribünü olan KOP tarafından yarım asrı aşkın bir zamandır söylenen bu şarkıyı dinleyince, taraftarı olmasanız bile tüyleriniz diken diken oluyor. Nasıl olmasın ki?
Aslında bu şarkı sanıldığı gibi Liverpool için yazılmadı ama şarkıyı en çok Liverpoollular benimsedi
1945 yılında ilk defa Rodgers and Hammerstein müzikalinin bir parçası olarak Broadway müzikalinde seslendirilen efsane eserin, KOP tribünleri tarafından benimsenmesi için 19 sene beklemesi gerekiyordu
Liverpool’dan çıkma bir grup olan Gerry and the Pacemakers, İngiltere’de listeleri alt üst eden bir şarkı yazdıktan sonra yapımcı şirketi yeni bir şarkı seslendirmeleri konusunda onlara görüş bildiriyorlar
Solist Gerry Marsden, ilk dinlediği andan itibaren çok beğendiği “You’ll never walk alone” şarkısını söylemek istese de plak şirketi tarafından red cevabı alır ama ısrarları sonucunda bunu kabul ettirmeyi başarır
İlk kaydı yaptıktan sonra bu şarkının çok popüler olacağını ve listede birinci olacağını düşünür ve olurlar da. Fakat hayal edemeyeceği o kadar çok şey vardır ki…
O sırada Liverpool’un stadyumunda maç oynanmadan önce haftanın “top 10” şarkısı dinletiliyordu. Dj Stuart Bateman’ın ilk kez Anfield Road’da çaldığı bu şarkıya taraftarlar ilk duydukları anda aşık olurlar
Bir süre boyunca top 10 listesinin birinci sırasında olduğu için maça dakikalar kala söylenen YNWA şarkısı artık tribünler tarafından beklenir hale gelir
Bir süre sonra şarkı çalmadan önce herkes yerini almaya ve hep bir ağızdan söylemeye başlarlar
Tarihin en güzel tribün marşlarından biri olan You’ll never walk alone şarkısını ise birçok ünlü sanatçı hali hazırda söylemiş fakat Liverpoollular, Gerry Marsden tarafından söylenen şekliyle benimsemişlerdir
Frank Sinatra, Elvis Presley, Jerry Lewis, Judy Garland, Doris Day, Ray Charles, Kate Smith, Olivia Newton-John, Tom Jones, The Blind Boys Of Alabama, Kiri te Kanawa, Bryn Terfel ve Mario Lanza gibi dönemin ünlü Rock&Roll, blues ve R&B sanatçıları da söylemiştir
Gerry and the Pacemakers’ın şarkısı o kadar birleştirici ve bütünleştiriciydi ki, onun futboldaki yeri de apayrı oldu. 11 Mayıs 1981’de Bardford City takımının Valley Parade Stadı’nın tribünlerinden birinde yangın çıktı ve 57 taraftar öldü. Gerry Marsden bazı diğer şarkıcılarla beraber ölenlerin ailelerine yardım etmek için şarkıyı tekrar söyledi
Aynı şarkı İngiltere tarihinde ilk kez iki kere birinci sıraya yükselen tek şarkı oldu.
Şarkıya hayat veren Gerry Marsden evlendiğinde balayı yerine Liverpool’un maçına gittiğinde tribünler adeta çifti onurlandırmak için yüksek sesle you will never walk alone’u söylediklerinde elbette çift gözyaşlarını tutamaz
29 Ekim 2018 yılı bu şarkının tribünlerde söylenmesinin 55. yıldönümüne tekabül ediyor. Gerry and the Pacemakers’ın can verdiği şarkının 55. yılı kutlamalarını tribünlerle beraber gerçekleştiren Gerry hala ilk günkü gibi mutlu ve gururlu
Şarkının içinde geçen “Lark” Liverpool’un ambleminde olan kuşun türü olması da bu şarkıya başka bir güzel ayrıntı
Celtic ve Borussia Dortmund taraftarları tarafından da beğenilerek söylenen bu mükemmel marşın sözleri ise şöyle
When you walk through a storm (Bir fırtınaya karşı yürürken)
Hold your head up high (Başını dik tut)
And don’t be afraid of the dark (Ve karanlıktan korkma)
At the end of a storm (Fırtınanın sonunda)
There’s a golden sky (Altından bir gökyüzü)
And the sweet silver song of a lark (Ve eğlencenin tatlı gümüş şarkısı var)
Walk on through the wind (Rüzgarda yürümeye devam et)
Walk on through the rain (Yağmurda yürümeye devam et)
Though your dreams be tossed and blown (Hayallerin havaya atılmış ve uçurulmuş olsa bile)
Walk on, walk on (Yürümeye devam et, devam et)
With hope in your heart (Kalbinde umutlarınla)
And you’ll never walk alone (Ve asla yalnız yürümeyeceksin)
Alıntı